TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’ün görev süresi doldu. Ertürk görevdeki 6 yıl boyunca hükümetin kendine yüklediği misyonu yerine getirdi.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, 31 Ocak’ta dolan görev süresinin ardından koltuğunu İkinci Başkanlık görevini yürütmekte olan Şakir Ercan Gül’e devretti.
AKP hükümetinin önemli bürokratlarından biri olan Ertürk, 6 yıl boyunca kendine yüklenen misyonu fazlasıyla yerine getirerek hükümetin kamu düşmanı, sermaye yanlısı ve kendi sermayesini yaratma heveslisi politikalarını destekledi.
Kamunun zararı: 78 milyar TL
Kamuyu zarara uğratan batık bankaların sahiplerinden kamu alacaklarını tahsil etmek ve bu bankaları rehabilitee ederek sisteme kazandırmak iddiasıyla kurulan TMSF, Ahmet Ertürk yönetiminde bunun tam tersi bir amaca hizmet etti.
Hazine’nin 2001 krizinin hemen ardından batık bankalara varlık olarak verdiği 35 milyar TL’lik Devlet İç Borçlanma Senedini (DİBS), banka sahiplerinden yapacağı tahsilatla ödemekle yükümlü olan TMSF, bunun çok uzağında kalarak alenen kamuyu zarara uğrattı.
TMSF’nin kamuya karşı 6 yılda 93 milyar TL’ye yükselirken, TMSF bu sürede ancak 25 milyar TL’lik tahsilat gerçekleştirebildi. Kamu kuruluşlarının “verimsiz” oldukları iddiasıyla kamuyu zarara uğratan bir hükümetin organı olan TMSF, Ertürk yönetiminde aynı zamanda en büyük “verimsizlik” odaklarından biri oldu.
Kurum, tahsil edebildiği 25 milyar TL’lik kaynağın ancak 15 milyar TL’lik kısmını Hazine’ye aktarabildi. Geri kalan devasa kaynak ise “faaliyet gideri” oldu.
TMSF’nin kamuya 78 milyar TL zarara neden olan bu performansı 2008 yılında ödüllendirildi: Hükümet, TMSF’nin Hazine’ye olan 93 milyar TL’lik borçlarını sildi.
Böylece, batık bankalara aktarılan ve Türkiye’nin bugüne kadarki tüm özelleştirme gelirlerinin üç katından daha yüksek bir rakama tekabül eden bir meblağ, tüm ülkenin gözü önünde sermayeye hibe edilmiş oldu.
Sermaye yaratma aparatı: TMSF
Ahmet Ertürk yönetimindeki TMSF, aynı zamanda hükümetin istemediği sermaye gruplarını yok etme/yandaş sermaye grupları yaratma operasyonlarının da koçbaşı oldu.
Hükümet için siyasi rakip haline gelen Uzan ve medya patronu Dinç Bilgin TMSF aracılığıyla hükümetin hışmına uğrarken, bir dönem Ciner ve Çukurova grupları da topun ucuna geldiler.
Dinç Bilgin’den aldığı Sabah-ATV grubunu Çalık’lara satarak hükümetin yandaş medya yaratmasına aracılık eden TMSF, hükümet için çok önemli bir misyona aracılık etti. “Büyük/küçük ayrımı” yapmayan kurum son olarak hedefindeki Toprak Grubu’nun patronu Halis Toprak’a ait bir yalıya el koyarak, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çocuklarının burs sağlayıcısı Remzi Gür’e cüzi bir rakamdan hediye etmiş oldu.
İşçi düşmanı TMSF
TMSF, Ahmet Ertürk zamanında el koyduğu kuruluşlardaki emek düşmanı tavırlarıyla da gündemdeydi.
TMSF, el koyduğu Bursa Olay TV ve Göltaş Çimento’da sendikalı işçileri işten çıkardı. Kurum ayrıca Sabah-ATV’de de örgütlenmeye çalışan sendikalı işçilere baskı uyguladı, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) çoğunluk yetkisine itiraz etti.
Böyle başkana böyle kurum
TMSF’nin Ahmet Ertürk yönetimindeki çalışmalarında, şüphesiz Ahmet Ertürk’ün kişiliği de belirleyici oldu.
AHMET ERTÜRK KİMDİR ?
Malatya’da 1969 yılında kurulan ve tek tip mavi gömlekli, faşist militanların oluşturduğu bir komando kampında imamlık yaparak “siyasete giren” Ertürk, verdiği demeçlerde Ahmet Emin Yalman suikastinin planlayıcısı olan faşist-dinci Musa Çağıl’la (Saatçi Musa) olan dostane ilişkisine değinmekten çekinmedi.
Sonrasında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okudu ve mezuniyetini takiben Maliye Bakanlığı’nda müfettişlik yaptı. İlerleyen yıllarda bu görevinden ayrılarak İslamcı finans kuruluşlarında çalışan Ertürk, Al Baraka Türk’te genel müdür yardımcılığı görevi yaptı.
(soL-Ekonomi)