|
|
|
- Turgut Özal'ı Unutmadık
- Bursa Teşkilatı Çalışıyor
- GP İlçe Kongreleri Yapıldı
- Genç Parti Hazırlanıyor
TÜRKİYE LİBANANCO TAHKİMİNDE SAVUNMAYI YİNE YETİŞTİREMEDİ
Admin tarih 23.05.2009, 16:34 (UTC) | | Türkiye adına Libananco davasını takip eden Aydın Coşar hukuk bürosu savunma yapmadı ve ek süre istedi.
TÜRKİYE ADINA LİBANANCO TAHKİMİNİ TAKİP EDEN AYDIN COŞAR VE EKİBİ SAVUNMA YAPAMADI VE EK SÜRE İSTEDİ . 3 HAZİRANDA TÜRKİYE ADINA SON SAVUNMAYI VERMESİ GEREKEN AYDIN COŞAR MAHKEME HEYETİNE BAŞVURARAK SAVUNMAYI YETİŞTİREMEYECEĞİNİ VE BİR AYLIK EK SÜREYE İHTİYACI OLDĞUNU BELİRTTİ.MAZERET OLARAK TA TÜRKİYEDE ENERJİ BAKANLIĞINDA VE DİĞER KURUMLARDA İNGİLİZCE BİLEN OLMADIĞINI ,TERCÜMELERİN ÇOK UZUN ZAMAN ALDIĞINI BELİRTTİ .GEÇTİĞİMİZ TARİHLERDE TÜRKİYENİN KESİN BELİRLENMİŞ TARİHLERE RAĞMEN SÜRESİNDE CEVAP VEREMEMESİ DOLAYISIYLA TEMERRÜTE DÜŞTÜĞÜNÜ KARARLAŞTIRMIŞTI.
HATIRLANACAĞI ÜZERE LİBANANCO'NUN YABANCI AVUKATLARININ TELEFONLARININ DİNLENMESİ VE ELEKTRONİK POSTALARININ TAKİP EDİLMESİ KONUSUNDA, "TAKİP ETMİYORUZ" BEYANININ GERÇEĞE AYKIRILIĞI ORTAYA ÇIKMIŞ VE HAKEMLER DİNLEMELERDEN ELDE EDİLEN TÜM BELGELERİN İMHA EDİLMESİ KARARINI VERMİŞTİ.
TÜRKİYENİN SAVUNMASINI ZAMANINDA VEREMEMESİ, MAHKEMENİN 12 MAYISTA VERDİĞİ AĞIR KARARLARIN ÖNEMİNİ DAHA DA ARTTIRDI.
ICSID'IN INTERNET SİTESİNDE DE YAYINLANAN HAKEM HEYETİ'NİN 12 MAYIS TARİHLİ SON KARARI İLE YÜZBİNLERCE SAYFA ÇEAŞ VE KEPEZ HİSSE SENEDİ İLE EVRAKLAR LİBANANCO'NUN İNCELEMESİNE AÇILMAK ZORUNDA. TÜRKİYE VE ÖZELLİKLE TMSF, BUGÜNE KADAR EL KONULAN ÇEAŞ VE KEPEZ HİSSELERİ, TUTANAKLARI, ÇEŞİTLİ BAKANLIK VE KURUMLAR ARASINDAKİ İÇ YAZIŞMALARI, BELGELERİ, KARARLARI LİBANANCO'YA İBRAZ ETMEK ZORUNDA BIRAKILDI.
KARARA GÖRE, LİBANANCO BU BELGELER ÜZERİNDE HER TÜRLÜ İNCELEMEYİ YAPMA VE SORGULAMA HAKKINA SAHİP OLACAK. ÇOK KAPSAMLI BU İNCELEMELER BİR AY İÇİNDE YAPILACAK.
EL KONULAN VE İBRAZ ETMEKTEN KAÇINILAN BU HİSSELERİN VE BELGELERİN İNCELEMEYE AÇILMASI İSE TAZMİNAT MİKTARININ HESAPLANMASINA YÖNELİK.
AYRICA BU KARAR ÇERÇEVESİNDE LİBANANCO'NUN ONLARCA UZMAN İLE BİRLİKTE İNCELEME YAPMAK ÜZERE TÜRKİYE'YE GELECEĞİ ÖĞRENİLDİ. BU UZMANLARIN VE AVUKATLARIN GEREK TMSF'DE, GEREKSE TAKASBANK, SPK VE BORSA'DA YAPACAKLARI İNCELEMELER SIRASINDA HERHANGİ BİR ŞEKİLDE ENGELLENMEMELERİ, TAKİP EDİLMEMELERİ VE TELEFONLARININ DİNLENMEMESİ KONUSUNDA HAKEM HEYETİ TÜRKİYE'Yİ 12 MAYIS KARARINDA ÖZELLİKLE UYARDI.
HAKEM HEYETİ 12 MAYIS KARARINDA TÜRKİYE'NİN KIBRIS CUMHURİYETİ İLE ENERJİ ŞARTI ANLAŞMASI ÇERÇEVESİNDE İMZALAMIŞ OLDUĞU ÇOK TARAFLI ULUSLARARASI ANLAŞMANIN TÜRKİYE İÇİN BAĞLAYICI OLDUĞUNA KARAR VERDİ.
TÜRKİYE 21,5 MİLYAR DOLARLIK TAZMİNATA MAHKUM OLABİLİR!
2-9 KASIM TARİHLERİ ARASINDA WASHINGTON'DA LİBANANCO DAVASININ DURUŞMASI YAPILACAK. BU DAVADA TÜRKİYE'NİN MAHKUM OLACAĞI TAZMİNATIN 6 YILLIK FAİZ VE DİĞER FAKTÖRLERİYLE BİRLİKTE 21,5 MİLYAR DOLARI AŞACAĞI UZMANLAR TARAFINDAN BELİRTİLİYOR. YENİ ENERJİ BAKANI TANER YILDIZ DA GEÇEN HAFTA VERDİĞİ BEYANATINDA BU KONUNUN SADECE ENERJİ BAKANLIĞIN DEĞİL HÜKÜMETİN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİSİ OLDUĞUNU DİLE GETİRMİŞTİ.
Kaynak: http://www.medyafaresi.com/?hid=25857&cid=3
BU HABERİ ARKADAŞLARINLA PAYLAŞABİLİRSİN | | |
|
UZANLARIN TAHKİM DAVASINDA Kİ YENİ GELİŞMELER
Yavuz Semerci : yavuz.semerci@gazeteport.com tarih 17.05.2009, 14:33 (UTC) | | Birkaç kez yazdım: Türkiye’nin başındaki en büyük bela Cem Uzan ve Ailesi’nin (Kıbrıs Rum kesimi’nde kurulu Libananco adlı şirket kanalıyla) Türkiye aleyhine açtığı, 10 milyar dolarlık tahkim davasıdır. Başkanlığını Michael Hwang'ın yaptığı 3 kişilik tahkim heyeti, 2006 yılından bu yana tarafları dinliyor, ara kararlar alarak soruşturmayı derinleştiriyor. (http//icsid.worldbank.org sitesinden takip edilebilir.)
Konu basit:
Uzan Ailesi, Erdoğan Hükümeti'nin, (Enerji Bakanlığı kanalıyla) halka açık ÇEAŞ ve Kepez’e ait lisansları haksız yere iptal ettiğini ileri sürüyor.
Uzanlar, onlarca baraja el konulmasıyla sonuçlanan lisans iptalinin kendilerini ve küçük ortaklarını milyarlarca dolarlık zarara uğrattığını ileri
sürüyor.
Türkiye tarafı ise bu iddiayı çürütmeye çalışıyor.
Libananco'nun bu başvuruyu yapmadan evvel ÇEAŞ ve KEPEZ hisselerinin büyük bir kısmını kendi üzerine geçirdiğini eklemeliyim.
Dün gelen telefon, (Bu davayı yakından takip eden ve sanırım Uzan Ailesi ile ilişkili bir kaynak) 12 Mayıs tarihinde Tahkim Heyeti’nin aldığı kararları anlatıyordu.
Sitede kararın tam metni yok ama doğruysa bu iş Türkiye lehine yürümüyor demektir.
İddiaya göre, Tahkim heyeti, “Davanın muhatabı (Yani Türk Devleti), hamilinde bulunan ÇEAŞ ve Kepez'e ait tüm hisseleri ve 12 Haziran 2003 tarihinden bu yana yazılı tüm belgeleri (kamu kuruluşları ve organları ile yapılan tüm yazışmalar dahil) dava kapsamında açacaktır” kararı alıyor.
Buna göre tutanaklar, çeşitli bakanlık ve kurumlar arasındaki iç yazışmalar, belgeler, Libananco’ya ibraz edilecek, Libananco bu belgeler üzerinden inceleme ve sorgulama yapabilecek. Anlayacağınız, Uzan’ın avukatları mahkeme kararıyla belge inceleyecek, belge toplayacak.
Peki ama neden?
Yapılan yoruma göre mahkeme bu kararı aldı, Çünkü, tazminat miktarının belirlenmesinde bu inceleme gerekli…
***
Türkiye tarafını Coşar Avukatlık Bürosu savunuyor. Tahkim Heyeti daha önce Türkiye’nin canını acıtan birkaç karar almıştı. Bunlardan birisi Türkiye’nin zamanında savunma yapmayarak temerrüde düşmesiydi. Bir diğer kararda ise Libananco avukatlarının Türkiye temaslarının polis tarafından takip edildiği ve telefonlarının dinlendiği ortaya çıkmış ve mahkeme bu kayıtların derhal silinmesini (yok edilmesini) istemişti. (Bu soruşturmayı geçtiğimiz günlerde görevinden istifa eden savcı Mecit Ceylan yürütüyordu.)
Tahkim Heyeti’nin aldığı kararları köşemde yazdığım için “Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İmar Bankası’ndan kaynaklanan suç delillerinin aklanmasına yönelik soruşturmanın gizliliği kararını ihlalle" suçlandım. Ve hapis cezası istemiyle hakkımda dava açıldığını da yeri gelmişken belirteyim.
***
Tahkim Heyeti’nin aldığı kararların haberleştirilmesine uygulanan sansürün nedenini anlamamakla birlikte davanın ekonomik hayatımıza darbe vuracak nitelikte tazminatla sonuçlanabileceği uyarısını bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Bu arada edindiğim bilgiye göre, Coşar Avukatlık Bürosu'nun, Türkiye’nin tanımadığı Kıbrıs Rum Kesimi’nde faaliyet gösteren bir şirketin Türkiye’yi dava edemeyeceğine yönelik tezi de Tahkim Heyeti tarafından kabul görmemiş.
Tahkim Heyeti, 25/5/2000 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan (karar sayısı 2000/786) Ecevit Hükümeti tarafından kabul edilen ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından imzalanarak yürürlüğe giren “Avrupa Enerji Şartı Konferansı Nihai Senedi”ne atıfta bulunarak, “Bu anlaşmanın taraflarından birisi de Resmi Gazete’de yazıldığı gibi Kıbrıs Rum Kesimi’dir. Avrupa’da 17 Aralık 1994 yılında yürürlüğe giren bu anlaşmayı kabul etmek, Rum Kesimi’ni tanımaktır” demiş…
***
Düşünün; Libananco’nun onlarca avukatı Mayıs ayı içinde Türkiye’ye gelecek. TMSF’ye, Takasbank’a, İMKB’ye gidecek inceleme yapacak. Bu avukatların takip edilmemesi, telefonlarının dinlenmemesi ve engellenmemesi de Tahkim Heyeti’nin kararları arasındadır sanırım.
Bana sorarsanız, önümüzdeki bir kaç ayın adamı Cem Uzan’dır. Adını sık sık duyacağız…
***
Sadece bir duyum. Doğrulatamadım. Ancak Uzan tarafı Başbakan ile doğrudan görüşmeler yoluyla konuyu çözüme kavuşturmak istiyor. Hükümet ise Uzan ile görüşmelerin alt düzeyde sürmesinden yana. Ve sanki düşük bir tazminat ile bu işi kapatmaya yönelik bir lobi faaliyette.
***
Ne ilginç bir ülkede yaşıyoruz. Uzan Ailesi’nin bir kısım ferdi, İmar Bankası’nın içini boşaltmaktan Kırmızı Bültenle aranıyor. Yine Uzanlara ait şirketi temsil eden avukatlar ise mahkeme kararı ile Türkiye’nin resmi kurumlarında belge avına çıkacak. Bir yandan Uzan'ın İsviçre'deki 196 milyon dolar servetini Türkiye'ye getirdik diye seviniyoruz. Öte yandan 10 milyar dolarlık (faizleri hariç) tazminatla karşılaşma ihtimalimiz yükseliyor.
(NOT: Libananco Davası’nın final duruşmaları ise 2-9 Kasım tarihlerinde Washington’da yapılacak.)
Kaynak: http://www.gazeteport.com.tr/YAZARLAR/NEWS/GP_458125
BU HABERİ ARKADAŞLARINLA PAYLAŞABİLİRSİN | | |
|
KEMAL UZAN'DAN ÜRPERTİCİ DERS " Unutanlara, Unutmak İsteyenlere ..."
Yaşar Nuri Öztürk tarih 10.05.2009, 17:16 (UTC) | | Ülkemizin ışık ve enerji gücüne önemli katkılar sağlayacak olan Berke Barajı 16 Mart 2002 günü hizmete açıldı. Bu barajın niteliği, sağlayacağı katkılar, yeri-değeri konusunda çok yazı yazıldı. Yapım aşamasında bir yazı da ben yazmıştım...
Bugün baraj ve değeri üzerinde durmayacağım. Bugünkü yazım, bu bereket barajının açılışı münasebetiyle, barajı yapan irade ve firmanın lideri Rumeli Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Uzan'ın yaptığı tarihsel konuşmayı değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Son yıllarda benim dinlediğim en ürpertici, en gerçekçi, en uyarıcı, en cesur ve en içten konuşmalardan biri de Kemal Uzan'ın bu konuşmasıdır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Devlet Bakanı Devlet Bahçeli'nin de içlerinde bulunduğu çok sayıda bakan ve milletvekilince dinlenen bu konuşma; zamanı, mesajları, altını çizdiği konular itibariyle ülkemizin dününün çok anlamlı bir muhasebesini yapmanın yanında geleceğimize ilişkin de çok hayatî pencereler açmıştır.
Uzan, bir anlamda ülkenin kaderiyle ilgili söz söyleme mevkiinde olanlara ders vermiştir... Vakur, mütevazı ama sarsıcı bir ders...
BU ÜLKENİN SEVDALISI
Sayın Uzan'ın, yılların deneyimini ve başarılı iş hayatının kazandırdığı morali, ülkemize ve insanımıza duyduğu sevgiyle birleştiren bu konuşmasının başta ülkeyi yönetenler olmak üzere hepimize ışık tutmasını diliyorum.
Çok etkilendiğim için de konuşma metnini alıp okumasında yarar gördüğüm epey sayıda işadamı, bürokrat, bilim adamı, gazeteci dostuma faksladığımı da söylemek istiyorum.
Kemal Uzan'a, bu ülkenin sevdalısı bir insan olarak, bir yurttaş olarak şükran ve saygımı iletmeyi bir mutluluk sayıyorum.
Konuşmanın yerini ve önemini bir kelimeyle ifade etmek istedim ve 'ürpertici' sözcüğünü uygun buldum...
Uzan'ın konuşması gerçekten ürperticidir. Yani hem olmaması gerekenleri gösteren hem de olması gerekenlerin altını çizen ve bu haliyle hem uyarıp sarsan hem de ümit ve ışık getiren bir konuşmadır. Ülkemizi yönetenlerin yetersizliklerini, gafletlerini, aldatılmışlıklarını, ülkeyi dışardan yönlendirip sömürenlerin bize oynadıkları oyunları, efor, imkán ve enerjimizin basîretsiz yaklaşımlarla nasıl tarumar edildiğini, nasıl aldatılıp oyuna getirildiğimizi, uluslararası haçlı kurmayları tarafından nasıl sömürüldüğümüzü, sahip olduğumuz hazinelerin aptal bir uyuşuklukla üstüne nasıl oturduğumuzu ibret ve dehşet verici bir biçimde önümüze koymuştur.
POTANSİYEL VAR AMA...
Ve bence, Türkiye'nin en büyük ihtiyacının 'dürüst, basîretli, yeterli ve yetenekli adam' olduğunu lafı evirip çevirmeden, gak-guk etmeden seslendirmiştir. Başarılı, kararlı, hamleci, aydın bir yurtsever ciddiyetiyle...
Dikkat çekilmesi gereken bir başka nokta da, konuşmanın çevreyi okşayıcı siyasal laf ebeliklerinden uzak, yaraya neşter vuran, cesur, dirayetli, deneyimli bir yüreğin seslenişi olduğu gerçeğidir. Benim ölçülerimle bu konuşma, büyük devlet adamlarından beklenecek bir konuşmadır. Ne ilginçtir ki biz böyle bir konuşmayı, yıllardan beri, siyaset adamlarımızdan dinlemeyi beklerken bir iş adamımımızdan dinliyoruz...
Bu demektir ki bu ülkede muhtaç olduğumuz potansiyel var, ancak taşların hepsi olması gereken yerde değil... Kemal Uzan'ın bu basîret ve dirayetinin, devleti yönlendiren 'direksiyon mevkileri'nde yer almasını isterdim...
İŞTE O MÜTHİŞ KONUŞMA
İş, ekonomi, siyaset, dış ilişkiler, ticaret ve sanayi hayatımızla ilgili temel noktaları hatalarımız, zaaflarımız ve olması gerekenler açısından derin bir vukuf ve tavizsiz bir üslupla ele alıp değerlendiren Uzan'ın, bir 'uyarı ve atılım belgesi' niteliğindeki konuşmasından bazı pasajlar aktaralım:
'Türk işçisinin yaptığı eserlerle onur duyma zamanı gelmiştir. 201 metre yüksekliğiyle ülkemizin en yüksek barajı olan Berke'nin yapımında emeği geçen insanlar mübarek insanlardır... Barajın bir günde üreteceği elektrik 12 milyon kilowatsaattir. Bu kadar elektrik üretmek için termik santralde günde 18 bin varil petrol kullanmak gerekmektedir... Petrol kuyularının ömrü 25-30 yıldır; bir gün biteceklerdir. Ama su kaynakları yüz yıllarca devam edecektir...'
DÜNYA BANKASI KURTTUR
'Bu barajı dünya Bankası'ndan kredi kullanmadan meydana getirdik. Bunun anlamı şudur: 270 milyon dolarlık o kredi kullanılsaydı, faizleriyle birlikte ulaşacağı miktar bugün 600 milyon dolardı. Yıllık faiz gideri ise 90 milyon dolar olacaktı. Bunun anlamı, 10-12 yıl süre ile barajın tüm gelirinin Dünya Bankası'na hediye edilmesidir...'
'Bu barajın yapımıyla ispatlanmıştır ki bu tür eserleri yapmak için Dünya Bankası'ndan kredi kullanmak şart değildir. Türkiye kendi kaynaklarıyla bu tür projeleri gerçekleştirme imkánına sahiptir. Peki, Berke Barajı neden 30 yıl önce yapılmadı? Yapılabilirdi...''
'Hazırlöpçülük önde gelirse Dünya Bankası bu tür projelere krediyi hemen verir. Ve arkasından şartları sıralar: 'Krediyle ilgili her ödeme dilimini kontrol edeceğim' der. 'İhale şartnamesini uluslararası bir firma hazırlayacak' der. 'İhalede yeterlilik belgesinin şartlarını bu firma belirleyecek' der. O firma da Türk müteahhidine ihaleye girmek için yeterlilik belgesi vermez. İlk tezgáh başarılı olmuştur: İş, yabancı bir müteahhide verilir...'
'Kredi artık hazırdır; ancak bu kredi Türkiye'ye hiç uğramaz; doğrudan doğruya yabancı müteahhidin ülkesine gider; bize de sadece borçlanma dekontu gönderilir. Bize, borcu ve faizlerini ödemek düşer.'
TEZGAHLAR KURULMUŞ
'Bu borçlanmaların anapara ödemesi hiç bitmez. Faizler döviz sepetine göre hesaplanacaktır. Teknik bankacılık kelimeleriyle kamufle edilmiş ifadelerle bütün riskler Türk Hazinesi'nin üzerine yıkılmıştır. İkinci tezgáh da tamamlanmış; Türk Hazinesi borçlandırılmıştır...'
'Bu sistem hatalıdır. Bu sistemde Türk Hazinesi kuzu, Dünya Bankası kurttur. Kredi sözleşmeleri kurdun kuzuyu çıtır çıtır yemesi için hazırlanıp dikte edilmiştir.'
'Türkiye'yi 120 milyar dolar borcun altına sokan sözleşmelere imza atan kimseler yeterlilik, teknik bilgi ve beceri sahibi değillerdir. Bu sözleşmelerde ülke büyük zararlar görürken imzayı atanlar hiçbir zarara uğramazlar!...'
'Bugünkü Dünya Bankası ve IMF'nin, Cumhuriyet dönemi öncesindeki Düyûnu Umûmiye ile Galata Bankerleri'nden hiç farkı yoktur...'
IMF DE KİM OLUYOR ?!
'Bize bu barajı yapma imkánı veren siyasal irade o zaman henüz IMF ve Dünya Bankası'nın ağır baskıları altında değildi. Bugün durum maalesef değişmiştir...'
'Dünya Bankası ve IMF kim oluyor da TBMM üzerinde hákimiyet kurmaya çalışıyor!? Ve 4628 sayılı Yeni Enerji Piyasası Kanunu'nu dilediği gibi çıkartıp Türk şirketlerini yok etmeye girişiyor!...'
'Türkiye, 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile kazandığı ekonomik karar alma bağımsızlığını artık kaybetmektedir...'
'IMF ve Dünya Bankası'nın talimat ve onayı ile çıkarılmış bulunan 4628 sayılı kanuna göre biz Berke Barajı'nı yapamazdık... Buradan haykırmak istiyorum: 4628 sayılı kanun, Türk şirketlerini enerji piyasasından uzaklaştırmayı amaçlayan bir kapitülasyon kanunudur...'
'Ülkemizde enerji üretiminin sadece yüzde 34'ü yerli kaynaklardan elde ediliyor. Geçen yılkı hidroelektrik üretimimiz 23 milyar kilowatsaat olmuştur. Oysaki Türkiye'nin hidroelektrik potansiyeli 125 milyar kilowattır. Henüz değerlendirilmeyen potansiyelin parasal değeri yıllık 5 milyar dolardır. Bu kayıp, yer altında saklı doğal kaynakların işletilmemesinden doğan bir kayıp değildir; herkesin gözü önünde akıp giden su kaynaklarından kaybedilen imkándır. Bu israf artık önlenmelidir... Boşuna akan, hizmet bekleyen nehirlerimiz, baraj yapılacak birçok yerimiz vardır...'
ÜÇÜNE DAHA TALİBİZ
'Biz bu barajlardan üç tanesini daha yapmaya tálibiz. Hem de devletten bir kuruş kredi beklemeden... Devletten herhangi bir krediye kefil olmasını da beklemiyoruz. Dünya Bankası ve IMF kredisi de istemiyoruz... Bütün finansmanı grubumuz temin edecektir... İmkán verilirse 14 Eylül'de temel atarız...'
'Birincisi, Dicle Nehri üstünde, Suriye sınırına 45 kilometre uzaklıkta Ilısu Barajı'dır. Yılda 4 milyar kilowatsaat elektrik üretecektir. Berke'nin tam iki katı. Ve barajın arkasında 125 kilometre uzunluğunda bir göl meydana gelecektir. Baraj, Şırnak sınırları içindedir. Bölgede iki milyon kişiye iş imkánı yaratacaktır...'
'İkincisi, Kızılırmak üzerindeki Boyabat Barajı'dır. 2 milyar kilowatsaat elektrik üretecektir...'
'Üçüncüsü, Berke'ye bir saat mesafede Seyhan Nehri üzerinde kurulacak Yedi Göze Barajı'dır...'
ESER BIRAKMA AŞKI...
'Hiçbir baraj ve hidroelektrik santral yatırımı, sahibine 17 yıldan önce kár getiremez. Bu, çalışan insanın hayatında uzun bir zamandır. Bunun içindir ki kár amaçlı bir kimse böyle bir yatırıma girmez. Bizi bu işe sevk eden, kulluk vazifemizi yerine getirme arzusudur; çalışma ve eser bırakma aşkıdır. Aziz vatana borcumuzu ödeyebilme ve ecdadımıza layık olabilme şuurudur...'
'Bu ülke halkı, Türkiye insanı bu güzel hizmetlere layıktır. Biz bu hizmetleri gerçekleştirmeye hazırız!'
Evet, bunları söylüyor Kemal Uzan, böyle söylüyor ve yapacaklarının teminatı olarak da yaptıklarını, özellikle açılışı yapılan Berke'yi gösteriyor.
Nice Berke'lere!...
Not: Söylenecek Tek Söz Bile Yok!"
BU MİLLET BİR GÜN KENDİSİNE GERÇEKTEN HİZMET EDENLERİ ANLAYACAK VE GEREĞİNİ YAPACAKTIR. KİMSENİN KUŞKUSU OLMASIN. SAYGILARIMIZLA...
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK TEŞEKKÜR EDERİZ .....
BU HABERİ ARKADAŞLARINLA PAYLAŞABİLİRSİN | | |
|
İMARBANKASI HAKKINDA AÇIKLAMA
Av. Şaylan ÇIĞGIN tarih 24.04.2009, 22:23 (UTC) | | Sn. Cem Uzan’ın İmar Bankası ile hiçbir hissedarlık ve yöneticilik ilişkisi bulunmamaktadır.
Sn. Cem Uzan, İmar Bankası’nın bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten sonra çıkarılan, Anayasa ve uluslar arası sözleşmelere aykırı Uzan Kanunu olarak adlandırılan bir takım yasalar ile hiçbir ilişkisi olmadığı bankanın borcundan sorumlu tutulmasına rağmen, kamunun sırtına yük binmemesi ve ailesinin iade-i itibarı adına borcun ödenmesi için her türlü çabayı göstermiştir ve halen de göstermeye devam etmektedir.
Bunu teminen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile onlarca toplantı yapılmış ve 11 adet yazılı teklif sunulmuştur.
Bu tekliflerden hiçbirisine TMSF tarafından olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmemiş, karşı bir teklif getirilmemiştir.
Anlaşma imzalayan diğer banka sahiplerine her türlü peşinat ödemesi olmaksızın, uzun vade, indirim ve sair kolaylıklar tanınmış olmasına rağmen, banka sahibi olmayan ve ancak sonradan çıkartılan yasalar ile sorumlu tutulabilen Sn. Cem Uzan’a diğer banka patronları ile yapılan protokollerdeki şartların hiçbirisi sağlanmamış, eşitlik gösterilmemiştir.
Bunun nedeni ise kendisinin şu anki iktidarın en önemli rakibi konumunda bir siyasi parti lideri olmasıdır.
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, tüm bu iyi niyetli ve sorunun çözümüne yönelik girişimlere rağmen, anlaşma yolunu seçmemiştir. Bu yolu seçmediği gibi, tamamen kendisinin yarattığı bir “savaş”ın içinde olduğunu, zorluklarla tek başına mücadele ettiğini ileri sürerek kamuoyunu yanıltmaktadır.
Oysa bu yol seçileceğine Sn. Cem Uzan tarafından Şubat 2005 tarihinde verilen son teklif kabul edilmiş olsaydı, hazinenin kasasına çok büyük miktarda bir ödeme girmiş olacak ve geri kalan hazine alacağının kısa sürede tamamen tahsili için de önemli bir yol alınmış olacaktı.
* 1. TMSF tarafından atanan yöneticiler, yine TMSF tarafından gönderilen ödeme emrine karşı yasal yollara başvurmayarak başta Telsim olmak üzere diğer şirketleri hukuka aykırı biçimde ve suç teşkil edecek şekilde borçlandırmışlardır.
* 2. Yapılan açıklamaların aksine, şirketlerin TMSF tarafından atanan kişilerce ne derece kötü ve basiretsiz şekilde yönetildiği, basında yer alan ve Telsim’in 2005 senesinde 3,5 milyar YTL. (3,5 katrilyon TL.) zarar ettiği haberleri ile bir kez daha teyit edilmiştir. Eğer şirket bu derece kötü yönetilmeseydi ve 3 milyar dolara yakın zarar etmeseydi, gerçek değeri olan 9–10 milyar dolara kadar alıcı bulabilirdi.
* 3. Telsim şirketi bu derece kötü yönetilirken, TMSF tarafından yapılan ihaleye, şirketin % 75’ini oluşturan kontörlü hat abonelik sistemini çalıştıran şebeke (I.N. Platform/Intellegent Network Platform) dâhil edilmemiştir. Edinilen bilgiye göre bu şebeke ihalesiz ve bedelsiz olarak kanuna ve hukuka aykırı şekilde devredilmeye çalışılmaktadır. Bu durumda ihalenin de kesin olarak iptal edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.
* Bütün bu gerçeklerin yanı sıra, Sn. Cem Uzan, bu olayın başlangıcından beri olduğu gibi hala kamu alacağının tahsilini sağlamak için her türlü iyi niyetli çabayı göstermeye hazırdır.
Cem Uzan Vekili
Avukat Şaylan ÇIĞGIN
BU HABERİ ARKADAŞLARINLA PAYLAŞABİLİRSİN | | |
|
MUHSİN YAZICIOĞLU : MEKANIN CENNET OLSUN
GENÇ PARTİ ve CEM UZAN tarih 07.04.2009, 00:20 (UTC) | | BÜYÜK BİRLİK PARTİSİ GENEL BAŞKANI SAYIN MUHSİN YAZICIOĞLU VE BU ELİM KAZADA HAYATINI KAYBEDEN TÜM ARKADAŞLARINA ALLAHTAN RAHMET DİLER KEDERLİ AİLELERİNE TÜM SEVENLERİNE PARTİLİLERE VE TÜM TÜRK DÜNYASINA BAŞSAĞLIĞI DİLERİM.
TÜM SEVENLERİNİN BAŞI SAĞOLSUN. MEKANLARI CENNET OLSUN
| | |
|
BİZE GÖRE SEÇİM DEĞERLENDİRMESİ !!!
Tümer Topal tarih 05.04.2009, 21:13 (UTC) | | 29 MART 2009 YEREL SEÇİMLERİNİ GERİDE BIRAKTIK. BİZE GÖRE SEÇİMİN GALİBİ HALKIMIZ...
BU NE DEMEK ? SEÇİMİN GALİBİ HALKIMIZ.
BATIDAN DOĞUYA DOĞRU SEÇİM SONUÇLARI BİR ŞEKİLLENME VE BÖLGESEL FARKLILIKLAR GÖSTERDİ. BİZE GÖRE İKTİDAR PARTİSİNİN ÇALIŞMALARI VEYA GÖSTERDİĞİ PERFORMANSDAN VEYA İZLEDİĞİ POLTİKALARDAN ÇOK HALKIMIZIN GÖRMEK İSTEDİĞİ SONUÇLAR OYLANDI.
TABİ BAZI BÖLGELERDE KABA KUVVET GÖSTERİLERİ HER NE KADAR DEVLETİMİZCE ÖNLENEMEDİ İSEDE BUNLARIN SONUÇLARI VE YÖNLENDİRMELERİDE SANDIĞA YANSIDI.
BİRDE HALKIMIZ TAM OLARAK DESTEK VERMEMEKLE BİRLİKTE AK PARTİ DIŞINDA VE MEVCUT ADAYLARIN DIŞINDA BİR ARAYIŞ İÇİNDE OLDUĞUNUDA ORTAYA KOYDU.
BU SEÇİMDE HALKIMIZ BİR ŞEY DAHA GÖSTERDİKİ ODA TÜM ÜLKEMİZ VE DEMOKRASİNİN SİGORTASI OLAN GÜÇLÜ BİR MUHALEFET ANLAYIŞININDA ŞART OLDUĞU İDİ.
TEK PARTİ VEYA TEK TARAFLI BİR DEMOKRASİ FİKRİNDEN VE MUTLAK GÜÇTEN HALKIMIZ HOŞLANMADI. ADALETİN TEK TARAFLI BİR DEMOKRASİ İLE DEĞİL GÜÇLÜ BİR MUHALEFET ANLAYIŞI İLE OLABİLECEĞİNİ GÖRDÜ.
BU SONUÇLAR İLE ; TOPLUMDA DEMOKRASİ ANLAYIŞININ YERLEŞTİĞİNİ VE KOŞULLARINDAN BİRİNİN GÜÇSÜZ KALMASI HALİNDE MEYDANA GELEBİLECEK KAOS ORTAMININ SONUCUNUN KESTİRİLEMEYECEK BİR YOLA GİRECEĞİ HALKIMIZ TARAFINDAN ANLAŞILMIŞ OLDU.
ŞİMDİ BU SEÇİM ; HALKIMIZIN BİR ÇOĞUNUN GÜÇLÜ VE KARİZMATİK BİLGİLİ VE AYDIN MERKEZDE VE SAĞ DUYULU BİR LİDER İHTİYACINI HİSSETMESİNE SEBEB OLMUŞTUR.
ARTIK KABA SABA KAVGACI VE ÜRETMEYEN HALKIMIZA VE ÜLKEMİZE BİR HEDEF GÖSTERMEYEN TOPLUMUN BÜTÜNÜNÜ KUÇAKLAMAYAN VE EN ÖNEMLİSİ HALKIN DERTLERİNE GÖSTERMELİK ÇÖZÜMLER ÜRETEN PARTİLERE MECBUREN OY VERMEKTE OLDUKLARINIDA AÇIĞA ÇIKARMIŞ OLDU.
HALKIMIZ TEK KELİMEYLE KİMSE TEK BAŞINA HAREKET ETMESİN OTO KONTROL OLSUN İKTİDARIN OLDUĞU KADAR MUHALEFETİNDE SESİNİ DUYMAK İSTEDİĞİNİ VE ORTAK ALKIN BU ÜLKEDE HAKİM OLMASINI VE BEN YAPTIM SİZDE BUNA UYUN BASKISINI KABULLENMEYECEĞİNİ AÇIKÇA GÖSTERDİ. BUNDAN DOLAYI HALKIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUZ.
GENÇ PARTİ OLARAK YEREL SEÇİMLERDE HALKIMIZI BİRAZCIK KENDİ HALİNE BIRAKMAYI UYGUN GÖRMÜŞTÜK. BU SEÇİMLERDE BİZLERİDE PARTİ OLARAK GÖRMEK İSTEDİKLERİNİ İLETEN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUZ. ANCAK BAZEN KARAR VERECEK MEKANİZMAYI BİRAZ RAHAT BIRAKMAK VE ONUN TERCİHLERİNİ RAHAT YAPMASINI SAĞLAMAK DAHA SAĞLIKLI BİR YAKLAŞIM OLARAK GÖZÜKMEKTEDİR.
BİZLER BU SEÇİMDE HALKIMIZI RAHAT BIRAKARAK İHTİYACINI İYİ TESBİT EDMESİ İÇİN İKİ YILLIK BİR ZAMAN KAZANMASINI SAĞLADIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM. ŞİMDİ ÖNÜMÜZDE GENEL SEÇİMLER İÇİN BU ZAMANI DEĞERLENDİRME FIRSATINI HALKIMIZIN İYİ KULLANACAĞINI DÜŞÜNMEKTEYİZ. BİZLERDE HALKIMIZIN VE ÜLKEMİZİN GERÇEK İHTİYAÇLARINI İYİ TESBİT EDİP. DAHA SAĞLIKLI PROJELER İLE HALKIMIZIN VE ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ DAHA İYİ GÜNLERE TAŞIMANIN ÇALIŞMASI İÇERİSİNDEYİZ.
SONUÇ OLARAK BU SEÇİMİN İKTİDAR VEYA MUHALEFETİN İSTEKLERİNDEN ZİYADE HALKIMIZIN NE YAPILMASINI İSTEDİĞİ YÖNÜNDEKİ ALĞILAMAMIZ AĞIR BASMIŞTIR.VE HALKIMIZIN GÖSTERDİĞİ İSTİKAMETİN İYİ OKUNMASI GEREKTİĞİ ORTAYA ÇIKMIŞTIR.
TÜM SEÇMENLERİMİZE DEMOKRASİYE VE DEMOKRASİNİN GELİŞİMİNE VERDİKLERİ BU DESTEĞE TEŞEKKÜR EDİYOR SAYGILARIMIZI SUNUYORUM ...
TÜMER TOPAL
GENÇ PARTİ ANKARA İL BAŞKANI
www.gencpartiankara.com | | |
|
|
|
|
|
|
|
Mobil Sürüme Geç
CENKUZAN.TR.GG
|
|
|
istatistikler
Genç Parti ve Cem Uzan
|
|
|
|
|
|
|
|